top of page

Tüketici! Çok Kralsın!

  • Paristanbul Branding & Design
  • Feb 25, 2016
  • 3 min read

Tüketici kraldır!

Bu, eski bir deyim olmasına rağmen günümüz pazarlama dünyasında daha da geçerli bir hal aldı. Tüketiciler artık sadece satınalan olmaktan çıkıp, ürünlerin yaratılmasından markaların iletişim yollarının seçimine kadar işin içinde olmak istiyorlar. Atıştırmalık bir yiyeceğin yeni aromasından, markanın sloganına hatta logosuna kadar...

Durum böyleyken, homojenik dağılım göstermiş bir tüketici toplulumunun sonuna gelmiş oluyoruz. Değişim işte tam da burada gerçekleşiyor : markanız reklam yapılamaz durumda ve kendini bu dünya içerisine adapte etmeli!

Internet Çağı 2.0

Internet Çağı 2.0 Versiyonu'na geçtiğimizden beri katılımcı pazarlama yeni bir boyut kazandı diyebiliriz. Bloggerların çoğaldığı, Facebook ve Twitter gibi yeni sosyal medya mecralarının sadece millenials değil, babyboomers tarafından bile kolayca kullanılır hale geldiği dünyada artık onlar* markaları yargılayan, markalarla konuşan ve markalar hakkında fikirlerini dile getiren bir grup haline geldiler.

Markalar tarafından baktığınızda ise tüketicilerine istedikleri zaman, hem de bedavaya fikir danışabilme ve onları markanın bir parçası haline getirebilme şansını yakaladılar. Böylece daha doğru ürünler sunma, sunulan ürün/hizmetleri daha başarılı hale getirme ve bunları test etmenin kapılarını açtılar. Buna, karşılıklı bir kazan-kazan durumu da diyebiliriz!

*Tüketiciler

En kötüsü ne miydi?

Markası için yeni bir logo yaratacak olan GAP'in hikayesini hepimiz az çok biliyoruz. Peki detayları hatırlayalım mı? Yeni logotype için birçok blog ve sosyal ağ üzerinden tepkiler yağdıran kitleler; "ucube"; "powerpoint grafiği" gibi terimleri kullanmaktan da kendilerini alıkoymadılar. Hatta birkaç sosyal ağ üzerinden daha farklı logo alternatifleri sunanlar bile oldu. GAP ne mi yaptı? Bu yığınla tepkinin yağmaya başladığı andan bir hafta kadar sonra 20 yıl boyunca kullandğı eski logosunu koruyarak devam etmeye karar verdi. Elbette marka "internet kullanıcıları ile daha önce doğru iletişim kurarak fırsatı kullanmadıkları" konusunda da bir itirafta bulundu!

Tarihin en kötü başarısızlıklarından biri de 2009 yılında yaşanan Tropicana ambalaj değişikliği! Tüketicilerin ambalajlar konusunda "çok çirkin" baskısına 6 hafta dayandıktan sonra raftan indiren Tropicana'nın hikayesi de dünya çapında pazarlama dersi okutturacak seviyede. Konu olay yaşandığında ise Amerikan Bloglarında Barack Obama'dan sonra en fazla konu edilen olay olarak tarihe geçti!

Seçim hakkı Tüketicinin!

Bazıları da tüketicinin fikrini sorarak güvenli alanda kalmayı tercih ettiler. Örneğin Avrupa Komisyonu, yeni "Avrupa Organik Logosu" için 3 alternatif hazırladı. 130.000 kişinin son logo için oy verdiği seçim sonunda Avrupa Birliği'nde kullanılacak yeni Organik Gıda logosu seçildi.

2006'dan beri Danette tatlı segmentinde Yeni Yıldız oyununu oynuyor. Bu oyun ile, marka yeni tatlı aroması için oylama yapıyor. 2006'da 400.000 oy ile Danette'nin creme brulee tadını lanse etmesini sağlayan oyun o zamandan beri her yıl yeni tatlar çıkartıyor. Tüketicilere kendilerini değerli hissettiren bir hikaye olmasının yanında bir taraftan da marka için bir emniyet kemeri görevini üstlenmiş bir proje. Uzun ve pahalı tüketici testleri yerine, marka onu takip eden, gerçek tüketicilerinden ve de "çoğunluğundan" fikir almış oluyor. Böylece sadece tüketicilerini tatmin edeceğinin garantisini değil aynı zamanda gelecek ticari başarısını da garanti etmiş oluyor.

Türkiye'de de bu işi yıllardır hakkıyla yapan markalardan biri: Doritos! Global tecrübesini yerel alana taşıyan marka; TYTZ ile başlayan ve Hisseli Tatlar Kumpanyası ile devam eden tüketici ile birlikte inovasyon kavramına son dönemde Doritos Akedemi ile devam etmiş ve kampanya için hem geleneksel hem de dijital medyada oldukça kendinden bahsettirmişti.

Hem uluslararası hem de yerel arenada özellikle gıda üzerinde oldukça ses getiren projelerle, katılımcı pazarlamanın markaları çok büyük bütçeler ayırmadan başarıya götürecek bir yol olduğu bir gerçek!

Bu markayı hayatımda istiyorum!

Bu fikirler sadece büyük işletmeler için değil; start-up markalar ya da projeler için de geçerli olabilir. Günümüzdeki geçerli ismiyle "Crowdsourcing" yatırımcı fikirleri gibi görünse de dilediğiniz markanın ya da örneğin sanatçının başarılı olması için destek vermek bir tüketici gözünden oldukça eğlenceli...

Kickstarter gibi websiteleri üzerinden dilediğiniz projeye yardım yapabileceğiniz ve gerçekleşmesini isteyeceğiniz projelerin doğum serüveni içerisinde yer almak benzersiz bir deneyim!

Sosyal ağların bizi örümcek ağı gibi sardığı bir çağdayız! Herkes herşeyi, heran ve heryerde yargılayabiliyor. Markalar da "doğal olarak" tüketicilerinin farkına varıyor! Bu tüketicinin nabzını ölçmenin ötesine geçiyor ve marka için sorun yaratabilecek birçok noktanın zamanından önce engellenmesini sağlıyor.

Unutmayın tüketiciler artık satınalanlar değil! Onlar sizin için karar veren krallar!

Stay with L.O.V.E.!

 
 
 

Comentários


Follow Us
  • LinkedIn Social Icon
  • Instagram Social Icon
  • Twitter Social Icon
  • Facebook Social Icon
  • Pinterest Social Icon
Recent Posts

© 2015 Paristanbul HB

All rights reserved. 

bottom of page